TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, fındıkta yaşanan son gelişmelere ilişkin bir açıklama yaptı. 2021 yılında Türkiye’nin fındık rekoltesinin 684 bin ton olarak gerçekleştiğini belirten Bayraktar, “500 bin üreticimiz canla başla, zorlu iklim ve doğa şartlarında Türkiye’nin stratejik öneme sahip ürünü olan fındığı üretmeye, ülkemize milyar dolarlık döviz girdisi sağlamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. Fındık fiyatlarında birtakım spekülasyonlar yaşandığını iddia eden Bayraktar, “Malum çevreler yine harekete geçerek her yıl sergiledikleri oyunları, bu yıl da sergilemeye başladı. Spekülasyonlarla kaybeden üretici, tüccar ve ihracatçı oluyor. Kaybeden ülkemiz oluyor. İhracat rekoru kırabileceğimiz bu yıl ülkemiz, yine 2 milyar dolar gelire mahkum edilmeye çalışılıyor” diye konuştu.
“Fındığın serbest piyasadaki fiyatını tekelci firma ve ona bağlı alıcılar belirliyor”
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, fındık ihraç rakamlarıyla ilgili şunları paylaştı: “Fındığın serbest piyasadaki fiyatını tekelci firma ve ona bağlı alıcılar belirliyor. Bu nedenle ülkemizin ihracat geliri artmıyor, aksine azalıyor. 2021 yılında 344 bin ton fındık ihraç edildi ve 2 milyar 260 milyon dolarlık bir değer yaratıldı. Fındığın tonu 6 bin 569 dolardan ihraç edildi. 2020 yılına baktığımızda, 281 bin ton fındık ihracı karşılığında 1 milyar 945 milyon dolar döviz geliri elde edilirken fındığın tonu 6 bin 921 dolara ihraç edildi. 2015 yılında ise 240 bin ton fındık ihracatı yapıldığında 2 milyar 887 milyon dolarlık bir gelir sağlandı ve fındığın tonu 12 bin 29 dolara ihraç edildi. Görüldüğü üzere her ne kadar miktar artsa da gelir düşüyor.”
“Fındığa halen gereken önemin verilmediğini görüyoruz”
Dünya fındık ihracatının yüzde 61’inin Türkiye’de gerçekleştirildiğini not düşen Bayraktar, Türkiye piyasalarında oluşan fındık fiyatının dünya piyasalarını da şekillendiğini belirtti. Fındığın gerçek fiyatının yurt dışı menşeili firmalar tarafından değil, Türkiye’de tespit edilmesi gerektiğini ifade eden Bayraktar, “Ülkemizin 2021 yılı tarımsal ihracat değeri 25 milyar dolardır. Fındık tek başına tarımsal ihracatın yüzde 11’ini gerçekleştirirken üreticilerimiz de Türk fındığını tüm dünyaya duyurmaya çalışıyor. Buna rağmen fındığa halen gereken önemin verilmediğini görüyoruz. Yıllardır söylediğimiz, ancak bir türlü kırılamayan piyasa oluşumu tekelleşme, bu yıl da kendini piyasa fiyatları üzerinde gösterdi” dedi.
Yabancı bir firmanın yatırım yapma düşüncesiyle Türkiye’ye gelerek fabrika kurduğunu, piyasa müdahale ettiğini iddia eden Bayraktar, “TMO fiyatına ürün alan adil ve dürüst fındık tüccarımızın, bu yabancı firma paydaşları tarafından ve tekelci firmalarla işbirliği yapmadığı sürece, satın aldığı fındıkların ihracatçılar tarafından alınmayacağı şeklinde tehdit edildiği yönünde bölge Odalarımızdan bilgiler de geliyor. Bu durum apaçık tekelciliktir, bu yolla sadece tüccar değil, üreticimiz de mağdur ediliyor” cümlelerine yer verdi.
“Ekonomik olarak sıkıntılı bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde zaten zor durumda olan üreticilerimizin bir de kendince spekülasyon yaparak piyasaları alt üst eden bir firma tarafından daha da zora sokulmasına, ekonomik olarak sömürülmesine izin verilmemelidir. Alternatifsiz tek geçim kaynağı fındık olan üreticimizin emeğini yedirmeyelim” diyerek üreticilerin yanında olunması çağrısında bulunan Bayraktar, fındıkta serbest piyasanın oluşmadığını, az sayıdaki alıcıların piyasa üzerinde baskı kurarak fiyatları istediği gibi yönlendirdiğini dile getirdi.
“Fındığın değerini korumak milli bir görevdir”
Bir yabancı firmanın fındık piyasasına yaptığı baskılardan sadece çiftçilerin değil yerli tüccarların, sanayicilerin ve bazı ihracatçıların da rahatsız olduğunu duyduklarını söyleyen Bayraktar, “Fındığın değerini korumak milli bir görevdir. Bir firmanın piyasaya yaptığı baskılara dur denmesi gerekiyor. Devlet millet işbirliğiyle devlete hodri meydan çeken bu tekelleri kırmalıyız. Devlet Fiskobirlik’le işbirliği içerisinde ürünün tamamını alacağını kararlı bir şekilde ifade ederek, güçlü bir şekilde piyasaya girmeli, bu oyunu bozmalı ve tekelleşmeyi yok etmelidir. Yerli tüccarımızın, ihracatçımızın, manavımızın, çiftçimizin önünü açmalı, tekellerin değil, ülkemizin kazanması sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
“TMO daha hızlı ve daha fazla alım yapmalı, alım merkezlerini artırmalıdır”
Emanete bırakılan her bir kilogramın fındık piyasasının ihtiyacını karşıladığını ve fiyatın gerilemesine neden olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları aktardı: “Piyasayı üreticilerimizin aleyhine, tamamen kendi istekleri yönünde şekillendirmeye çalışanlar hakkında gereği yapılmalıdır. Tüm kesimler artık TMO’nun fındık üreticisi ve fındık piyasası için stratejik öneme sahip olduğunun farkındadır. TMO, açıklamış olduğu alım fiyatlarıyla ve uyguladığı politikalarla piyasada denge sağlamaya çalışıyor. Bir firmanın tekelci uygulamalarına karşı, hem üreticimizi hem de üreticimizden fındık alıp bu firmaya satamayan tüccar ve manavımızı bu baskıdan kurtarmak zorundayız. Bu süreçte bu baskıyı kırmak ve piyasadaki bu bunalımdan kurtulmak için hem üreticimizden, tüccarımızdan, manavımızdan hem de TMO’dan daha kararlı çaba göstermelerini bekliyoruz. TMO daha hızlı ve daha fazla alım yapmalı, alım merkezlerini artırmalı, çiftçimize ödemeleri peşin yapmaya gayret göstermelidir. Diğer taraftan fındığın yüzde 90’ı TMO’nun altındaki bir fiyatla piyasada satılıyor. Buna müsaade edilmemelidir.”
TMO’nun müdahale alımının amacına uygun bir şekilde şartlarını oluşturması ve piyasada oluşan fiyatların kendi fiyatlarının altına düşmesini önlemesi talebinde bulunan Bayraktar, “Fındık işinden rızkını temin eden ve pek çok insanımıza da geçim kapısı olan üreticimizden manavımıza, gerçek yerli ihracatçımızdan sanayicimize kadar bütün kesimler, daha güçlü olursa, el ele verirse, fındık ticaretinde istismara yeltenenlerin cesareti kırılacak, kirli düzenleri bozulacaktır” diye konuştu.
“Fındık depoları kurarak fındık üreticisine sahip çıkın"
İç fındık ihracatının bırakılması gerektiğini ifade eden TZOB Genel Başkanı Bayraktar, şunları kaydetti: “Yerli firmalarımızı ve yatırımcılarımızı fındıkta katma değeri yüksek ürünleri üretmeye ve yeni yatırımlar yapmaya davet ediyoruz. Ülkemizin gıda sanayindeki tecrübesi ve altyapısı, fındığı her türlü işleyip dünyaya sunabilecek düzeydedir. Sadece birkaç inanmış ve cesur yatırımcımızın elini taşın altına sokması, fındık ticaretimize çok geniş ufuklar kazandıracaktır. Bizler üretici, tüketici, ihracatçı ve yatırımcı firmalarımız olmak üzere, herkes kazansın istiyoruz. Buradan Karadeniz bölgemizdeki il ve ilçe belediyelerine seslenmek istiyorum, sahip olduğunuz araziler üzerine fındık depoları kurarak fındık üreticisine sahip çıkın. Bu sayede fiyat düşüşünü engelleyerek bölge ekonomisine daha fazla katkı sağladığınız gibi kırsal ve genç nüfusu da yerinde tutmuş olacaksınız.”